3 Ağustos 2014 Pazar

Roma Günlügü - 2. Gün

               Roma'da ikinci gün tam anlamıyla bir ayakkabı eskitme günüydü. Münih'ten aşina olduğumuz, gezmeyi bazı bazı daha elverişli kılan serin hava Roma'da bize hiç alışkın olmadığımız bir yüzünü gösterdi: güzel yüzünü, sevimli yüzünü, sıcak yüzünü! Sıcak havanın tek dezavantajı kendisiyle ne yapacağımızı bilemediğimiz mutluluk ve gezme şevkinin yanında sürekli yanımızda taşımak zorunda olduğumuz su şişesinin ağırlığıydı.




               Geçen postun sonunda belirttiğim üzere tatilin ikinci gününü Kolezyum, Forum, Piazza di Spagna (İspanyol Merdivenleri) ve son olarak Piazza del Rotonda'yı (Pantheon) arşınlayarak geçirdik. Otelden sabah 10 çıkışlı yolculuğumuzun ilk durağı Kolezyum oldu. Kolezyum'a metroyla B hattı üzerinden ulaşılıyor. Yeryüzüne çıkmanızla beraber heybetli kolezyumla göz göze geleceksiniz, büyüleneceksiniz ve önünüzden arabalar geçiyor olacak, dikkatli olun. Bir de gününüzün yaklaşık iki saatini sırada bekleyerek heba etmek istemediğinizi varsayarak kesinlikle online booking yapmanızı öneriyorum. İnanılmaz bir kuyruk vardı. Yanlış hatırlamıyorsam bilette 2 Euro'luk bir indirim de alınıyor bu vasıtayla. Roma fatihleri biletlerini buradan alabilirler.

Colosseum
                Kolezyum'un 50 bin ile 80 bin aralığında bir izleyici kapasitesi olduğu tahmin ediliyor. Yukarıdaki fotoğrafın tam ortasında gördüğünüz aslen 'yer altı' anlamına gelen hypogeum zamanında savaşacak gladyatörlerin, gösteri amaçlı dünyanın farklı yerlerinden getirilmiş egzotik hayvanların (panter, leopar, fil, zürafa, gergedan, babun ... ve dahası??) ve gladyatörlerin savaş takımlarının muhafaza edildiği bir nevi depo ve kulis görevi görüyordu. Oyunlar çoğunlukla eğlence amaçlı düzenlenirken, bazen savaş kutlamaları, bazen ise suçluları cezalandırma veya - galip geldikleri takdirde - köleleri özgür bırakma adına düzenlenirdi. Suçlular bazı durumlarda idam edilmek yerine silahsız bir şekilde arenaya çıkartılır ve muhtemelen ortalama 65 bin kişiyi hem güldürüp hem düşündürmek (ibretlik ceza) adına sıradan bir gladyatörle "savaştırılırlardı".

             Arena'nın oturma düzeni de bahsetmeye değer. Koltukları podium'la aynı seviyede olan imparator, senatörler ve Vesta bakirelerinden sonra en iyi görüşe sahip grup şövalyeler ve Equites olarak adlandırılan soylu sınıfıydı. Bir sonraki sıra sivillere aitken dördüncü ve sonuncu sıra kadınlara ve Colosseum'a girmesi yasaklı kimselere -oyuncular, mezar kazıcılar ve eski gladyatörler - ayrılmıştı.       

Septimius Severus Kemeri'nin altında - arkada
Colosseum.
             Colosseum'dan sonraki durağımız Roma Forumu'ydu. Forum'a Septimius Severus Kemeri'nin altından geçerek giriş yapıyorsunuz. Kemer imparator Septimius Severus ve oğulları tarafından Part İmparatorluğuna karşı kazandıkları zaferi simgelemesi adına yaptırılmış.

              Forum antik Roma'nın eğlence, siyaset ve ticaret merkeziydi. Başınızı çevirdiğiniz her yerde ya bir bazilika ya da tapınakla göz göze geleceğiniz Forum'da görmeye ve bilmeye en değer tarihi olgu Vesta Tapınağı ve Vesta Bakireleri olabilir. Antik Roma'da Vesta ocak, yuva ve aile tanrıçasıydı. Vesta'nın kutsal ateşini korumakla görevli 6 Vesta Bakiresi 30 yıl boyunca hizmet verirdi. Ateş söndüğü takdirde, başarısız olan Vesta Bakiresi rahip tarafınan kırbaçlanır ve gruptan atılırdı. Bunun yanı sıra görev süreleri boyunca bakire kalmaları gereken rahibeler aksi takdirde canlı canlı gömülür, erkeklerse ölene kadar kırbaçlanırdı. Tabii böylesi baskı ve kısıtlamalar bir yana, Vesta Bakireleri dönemin toplumunda sosyal statü ve maddi refah sahibiydiler - Colosseum'da VIP koltuk ayrıcalığı da cabası.

              Gezmek görmek iyi hoş tabii ama biz bu iki devasa yapıyı bitirdiğimizde ayaklarımız bizi çoktan terketmişti. Bu kadar tarih bombardımanının yeterli olacağını düşünerek italyan makarnası ve pizzası yardımıyla günümüze geri döndük. Trevi Çeşmesine kısa bir ziyaret yapıp Piazza di Spagna'daki İspanyol Merdivenlerine gittik. İspanyol Merdivenlerinin hakikaten tatmaya değer bir atmosferi var. Ultra-internasyonel insan topluluğu mu dersiniz, maruz kalacağınız mükemmel gün batımı ve yaz esintisi mi dersiniz, güzel sokak sanatçılarının belli belirsiz kulağınıza çalınan müziği eşliğinde insanların zamanla yarışmadan hayatlarından keyif alabilmelerine tanık olabilişiniz mi dersiniz... Ne dersiniz bilmiyorum, allayıp pullamaya gerek yok; çok keyifliydi vallahi. Güneşe binaların ardına kadar eşlik ettikten sonra merdivenlerden inip dümdüz yürüyerek Roma'nın high-end alışveriş caddesi Via Condotti'ye çıktık. Caddenin hemen girişinde bulunan ve yaklaşık 240 yaşındaki kafe Antico Caffè Greco 18. Yüzyıl boyunca yabancı sanatçıların buluşmalarına ev sahipliği yapmış. Byron, Goethe, Bizet, Liszt ve "çılgın Bavyera Kralı Ludwig" kafenin müşterilerindenmiş. Eh, biz de bir gidelim dedik. Yani, gitmesek de olurmuş aslında; kendisi çok tatlı bir orman meyveli cheesecake yedik, fiyatı tuzluydu. 

              Caffè Greco'dan çıktıktan sonraki asıl planımız Piazza del Popolo'daki Pincio Bahçelerine gitmekti ancak hava karardığı için rotamızı Roma'daki favori meydanımız Piazza della Rotonda'ya çevirdik. İspanyol Merdivenleri'ndeki güzel atmosfer vardı ya, onu alın üçe beşe katlayın, sonra bir daha katlayın. Video'da görünmüyor, kelimelerimle tasvir etmeye çalışayım: Bir meydan düşünün ortasında çeşmesi - bir Roma klasiği -, çeşmenin etrafında toplanmış mutlu mesut insanlar - havadaki memnuniyete dokunmak mümkün bu noktada -, 5'er 10'ar dakikalık performanslarıyla keyfinize keyif katan müzisyenler, meydanı çevreleyen şirin mi şirin, mütevazi restoranlar ve Pantheon. Güzeller güzeli Pantheon. Heybetiyle koskoca meydanı doldurup taşıran kusursuz bina. Şöyle söyleyeyim: 2000 yıllık bir tarihi ve kültürü olan bir yapıya 10 metre mesafede makarna yiyorsunuz. Gel de etkilenme. 

              İkinci günümüzü de bu şekilde noktaladık. Yazmaya doyamadım, umarım fazla uzatmamışımdır. 3. günü bugün uğradığımız yerleri tekrar ziyaret edip daha yakından tanıma üzerine planlamıştık. Görüşmek üzere :)

Roma Günlüğü - 1. Gün

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder