24 Nisan 2014 Perşembe

Bing Wright'ın Gözünden Günbatımı

             Klişelerle bir sevgi-nefret ilişkimiz var. Seviyoruz, çünkü göze hoş geliyorlar ve kendimizle özdeşleştirebiliyoruz. İnsanoğlu bir kere beğendiği, içine sindirdiği bir yönteme görüşe ve tarza kolay kolay veda edebilecek kadar cesur değil. Bu yüzden klişelere her ne kadar tü kaka desek de karşımıza çıkmaları bizi içten içe mutlu ediyor. Rahatlıyoruz.

             Madalyonun diğer yüzü: Değişikliklere korkusuz kucak açamayan aynı insanoğlu sıradanlığı ve monotonluğu da pek benimseyemiyor. İçimizi rahatlatan o aşinalık bir noktadan sonra itici gelmeye başlıyor. Aynı yere varacaksa; çıkartılan sonuç, alınan ders aynıysa o kadar zahmete girip bir şeyler üretmenin ne anlamı var diyoruz. Üstünkörü kağıda dökülmüş bu düşünce akışının ardından klişelerle ilgili vardığım sonuç şudur ki; malzeme aynı kalacak (mesela gün batımı fotoğrafı) ama ufak bir çarpıtmayla bize  'Böylesini düşünmemiştin dimi?' diye bağıracak (mesela bir kırık aynanın yansımasından çekilen gün batımı fotoğrafı).

2 Nisan 2014 Çarşamba

Roma Günlügü - 1. Gün

            Roma rüya gibi bir şehir. Eminim benim kelimelerim böylesi bir güzelliği, sıcaklığı ve mimariyi anlatmakta yetersiz kalacaklar.

            Blog yazarı olup da Roma deneyimlerini kaleme almamak olmazdı. İşte bu yüzden seyahatimiz boyunca not defterini, kamerayı (sevgili Hande'ye - nam-ı diğer Hayallerim DeLorean ve Sen - kamerası için kocaman öpücükler bir kez daha) ve toplayıcı ruhumuzu yanımızdan eksik etmedik. Olabildiğince fotoğraf, video, fiş, peçete ve Roma'ya dair anılarımızı köklendirecek ne varsa biriktirdik o beş gün içerisinde. Şimdi sıra anıları tekrar tekrar canlandırmakta ve ilginç olan ne varsa sizlerle paylaşmakta.